12 Eylül 2013 Perşembe

DIEGO ARMANDO MARADONA

Efsane Futbolcular
DIEGO ARMANDO MARADONA

"TANRININ ELİ"

(Doğum tarihi: 30 Ekim 1960 / Buenos Aires, Arjantin)
(Oyun Kurucu, Ofansif Ortasaha, Forvet Arkası)

Maradona günümüzde dünyanın Gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri olarak görülür. Birçok otoriteye göre de ilk sıradadır. Kazandığı inanılmaz başarıların dışında yaratıığı skandallarla da gündeme gelen Maradona'nın sıradışı kişiliği onu hep ilgi odağı haline getirdi. Durdurulması imkansız olan Maradona, FIFA'nın yüzüncü yılı dolayısıyla Pele'nin başkanlığını yaptığı heyete seçtirdiği "Yaşayan En İyi 125 Futbolcu" listesine de girmiştir.

Kulüp kariyerinde oynadığı 590 maçta 308 gol atan, Boca Juniors, Napoli, Barcelona ve Arjantin milli takımı formalarıyla kupalar kaldıran Maradona, zaman zaman başı belâlara giren asi bir çocuk oldu hep Arjantinliler için. Ama yine de ülkesi Arjantin'de futbol dendiği zaman akla gelen isim odur...


"O golü elimle attığım bir için an,
bir saniye bile olsun pişmanlık duymadım."

- İngiltere maçında elle attığı gol hakkında



Futbola Başlangıç

Buenos Aires'in Lanus ilçesinde doğan Diego, Villa Fiorito ilçesinde büyümüştü. Ailesi yoksulluklarla boğuşuyordu. Üç kız çocuğun ardından doğan evin erkek evlâdı olarak çok ilgi görüyordu. Daha sonra iki erkek çocuğu daha olan aile (Hugo ve Eduardo) çocuklara bakmakta ve ilgilenmekte zorlanıyordu.

10 yaşına geldiğinde Maradona yörenin yerel kulübü Estralla Loja'da top koştururken, Argentinos Junior altyapısının yetkilileri onu görür ve kulübe transfer ederler. 12 yaşındayken Argentinos'un maçlarında top toplayıcılığa başlar. Devre aralarında da ufak gösteriler yaparak kendinde yetenek olduğunu kanıtlamak istemektedir.





Argentinos Juniors Yılları ve Boca'daki Tek Sezon
Diego 16'ıncı yaş gününü kutladıktan hemen 10 gün sonra Argentinos Juniors ile ilk profesyonel maçına çıktı. Bir sezon önce 19'uncu olan takım o sezon için küme düşmenin kaldırılması sebebiyle küme düşmemişti. Takımın bu başarısızlığı genç oyuncuların denenmesine neden oldu. Argentinos, Maradona'nın bu ilk maçında Tallares'e karşı 1-0 kaybetti ama büyük bir yıldız kazandı. Maradona 1976 sezonunda 11 maçta forma giyip 2 gol atabildi. Genç bir yıldız adayı olarak kadroda durmasında yarar görüldü. 1977'de düzenli olarak forma giymeye başlayan Diego Armando, 49 maça çıktı ve 19 gol atarak iyi bir performans sergiledi. Aynı sene Macaristan karşısında Arjantin milli takımının formasını da giydi.

1978'de ise tavan yapmıştı: 35 maçta 25 gol. Argentinos için önemli bir oyuncuydu artık. Sezonun sonunda 18 yaşındayken Dünya Gençler Şampiyonası'na katılan Arjantin genç takımının kadrosuna çağırıldı. Turnuva boyunca çok iyi maçlar çıkardı ve Arjantin'in SSCB'yi 3-1 yendiği finalde gösterdiği performans ile maçın adamı seçildi. Turnuvadan şampiyonlukla dönen Arjantin'in en önemli adamı oldu ve turnuvanın yıldızı seçildi.

Fakat 1978 Dünya Kupası kadrosuna seçilmedi. 26 kişilik kadrodan dört kişinin çıkarılması gerekiyordu. Teknik Direktör Menotti de genç yaşı nedeniyle Maradona'yı da kadro dışı bırakmıştı.

1979 yılında yine iyi bir performans sergiledi: 27 maçta 26 gol. Aynı sezon Arjantin-İskoçya maçında milli takımdaki ilk golüne imza attı. 1980 yılında ise müthiş bir sezon geçirdi ve oynadığı 45 maçta tam 43 gol kaydetti. Bir orta saha oyuncusu olarak attığı bu goller, ülkenin en büyük takımlarından biri olan Boca Juniors'un dikkatini çekti. Boca, 1981'de Maradona'ya 1 milyon pound ödedi ve transfer etti. Argentinos ile hiç kupa kazanamamış olmasına rağmen takımı ülkenin değerli takımlarından birisi haline getiren Maradona, Boca forması ile de 40 maçta 28 gol atınca Arjantin milli takımının 1982 Dünya Kupası kadrosuna çağırıldı.


"Hayatımdaki en büyük üzüntüm, Arjantin'de yapılan o Dünya Kupası'na (1978) katılamamaktı."

"Demek ki Menotti yanlış olan bir şey yapmamış. Dünya Kupası kazanan bir antrenör yanlış yapmış olamaz."
- Menotti'nin kendisini kadroya almamasıyla ilgili olarak



1982 Dünya Kupası
ve Barcelona Macerası
Arjantin bir önceki Dünya Kupası'nın sahibi olarak ünvanını korumak için gitmişti İspanya'ya. Grup maçlarının ilkinde Belçika'ya 1-0 yenilerek hayal kırıklığı yaratan Arjantin, ikinci maçta Macaristan'ı 4-1 yenmeyi becermiş, Maradona da iki gol atmıştı. Son maçta El Salvador'u da 2-0 yenmeyi başaran Arjantin, grubunda Belçika'nın ardından ikinci olmuş ama bir üst tura yükselmişti. İkinci turda Brezilya ve İtalya ile aynı grupta yer alan Arjantin istediği performansı gösteremedi. Elbette karşısındaki rakiplerin de çok kuvvetli olduğu ortadaydı. Arjantin önce İtalya'ya 2-1, sonra ise Brezilya'ya 3-1 mağlup oldu. Arjantin grupta son sırayı alarak evinin yolunu tuttu. Maradona Arjantin'in oynadığı beş maçta 90 dakika forma giydi ve 2 gol attı. El Salvador maçında ise bir önceki maç olan Macaristan maçında kırmızı kart yediği için oynamadı. Oynadığı beş maçta çok iyi bir futbol sergileyen Maradona böylece Barcelona'nın transfer listesine girdi ve 5 milyon pound karşılığı Boca Juniors'tan ayrılıp Katalan diyarına katıldı. Maradona'nın bu transferi o zamanın en pahalı oyuncusu ünvanını da getirmişti.

1983 yılında Maradona'nın forma giydiği Barcelona takımı şampiyonluğu kazanamadıysa da, İspanya Kral Kupası finalinde Real Madrid'i, İspanya Süper Kupası finalinde de Athletic Bilbao'yu yenerek kupaları müzesine götürdü. Aynı sene Maradona bazı zorluklar yaşadı. Önce sarılığa yakalandı, sonra ise ayağı kırıldı. 20 maçta 11 golle sezonu tamamladı.

Barcelona'da oynadığı süreç boyunca Arjantin'i özlemi sürdü. Ayda 15,000 dolarlık telefon faturası ödüyordu.

Yılmadı ve tüm azimiyle çalışıp iyileşti. 1983-84 sezonunda 16 lig maçında 11 gol attı. Yine de sık sık takım yöneticileri ile tartışıyordu. Özellikle de kendini takıma kazandıran Başkan Joseph Lluis Nunez ile ağız dalaşına giriyordu. Başkan 1978'de Arjantin'i şampiyon yapan Cesar Luis Menotti'yi takımın başına getirince, Maradona kendisini Dünya Kupası'na götürmeyen bu teknik adamdan kaçarcasına uzaklaştırdı. İki devin kapışmasının sonucunda Maradona 1984'te İtalya'nın Napoli takımına 6.9 milyon pound'a transfer oldu.

"Tanrı sayesinde iyi oynuyorum. Bu yüzden her sahadan çıkışımda istavroz çıkarıyorum. Bunu yapmazsam ona ihanet etmiş gibi hissediyorum."



Napoli'ye Transferi ve Diriliş
Napoli İtalya'nın köklü kulüplerinden biri olmasına karşın 1982-83 sezonunda orta sıralarda, 1983-84 sezonunda ise ligi düşme potasında bitirmişti. Bunun üzerine Napoli yönetimi kadroda revizyona gitmeyi uygun gördü. 1984-85 sezonunun başında birçok eski oyuncu gönderildi ve Diego Armando Maradona transfer edildi. Cirro Ferrara, De Napoli, Bagni gibi oyuncular da yeni oluşumun içerisinde yer alacaklardı.

O, Napoli'ye gerdiğinde Napolili taraftarlar ortalığı bir karnaval havasına sokmuşlardı. Sezon boyunca iyi maçlar çıkaran Napoli, yine de ancak 8. sırada yer alabilmişti. Maradona 30 maçta 14 gol atmıştı.

1985-86 sezonunda Maradona'nın büyük çabalarıyla üçüncü sıraya kadar yükselmişti takım ve ligi orada bitirmişti. Maradona 29 maçta 11 gol kaydetmişti. Böylece takım UEFA Kupası'na katılma hakkını kazandı. İşler düzelmeye başlamıştı.


"Tekerlekli sandalyede olsam bile,
gerekirse Napoli için oynarım."







1986 Dünya Kupası

Giderek yükselen performansıyla ilgi çeken Maradona Carlos Bilardo'nun gelişiyle beraber milli takımın en büyük yıldızı olmuştu. Meksika'da yapılacak Dünya Kupası'nda Güney Amerika takımları Arjantin ve Brezilya favori görülüyordu.

Arjantin, grup maçlarında İtalya, Güney Kore ve Bulgaristan ile aynı gruba düşmüştü. İlk maçta Kore 3-1 yenilerek iyi giriş yapıldı. İkinci maçta ise Arjantin, Maradona'nın ayağından gelen golle İtalya'dan beraberliği koparmıştı. Üçüncü maçta Bulgaristan 2-0 ile geçildi ve Arjantin gruptan lider olarak çıktı.

İkinci turda Uruguay'ı zorlansa da 1-0 geçen takım, çeyrek finalde İngiltere ile karşılaştı ve 2-1 galip ayrılmayı başardı. Maçta Maradona yıldızlaşmıştı ve iki gol kaydetmişti. Bu maç bir maçtan da fazlasıydı. Arjantin ile İngiltere arasındaki Falklands krizi sırasında oynanıyordu ve iki ülkenin siyasetçileri de mutlak galibiyet istiyorlardı. Maradona'nın attığı ilk gol yıllarca konuşulan ve kendisinin "Tanrı'nın Eli" adını verdiği goldü. Kafa topuna çıkar gibi yapmış ve eliyle golü atmış, hakem de bunu görmemişti. İkinci golde ise çok geriden, kendi yarı sahasından aldığı topla çalımlarını özenle beş İngiliz oyunca ve kaleci Schilton'a atmış ve takımını zafere taşımıştı.



Yarı finalde Belçika 2-0 ile geçilmişti ve iki golü de yine Maradona kaydetmişti. Finaldeki rakip ise Batı Almanya olmuştu.

Muhteşem bir final seyircileri bekliyordu. Azteca Stadı'ndaki maça Arjantin hızlı girdi ve Luis Brown'un 23. dakikada attığı golle devreyi 1-0 önde kapadı. İkinci yarıya da hızlı girdiler ve Valdano'nun 55.dakikadaki golüyle skor 2-0 oldu. Almanya kendini bir silkeledi ve 74. dakikada Rummenigge, 80.dakikada Rudi Völler skora eşitliği getirdi. Heyecan fırtınası devam ediyordu. Arjantin başladığı yere dönmenin hırsıyla tekrar atağa kalktı ve 83. dakikada Burruchaga'nın ayağından bir gol daha buldu ve maçı 3-2'ye getirdi. Tam 114.600 biletli seyircinin izlediği bu maçın sonucu da bu oldu ve Maradona önderliğindeki Arjantin milli takımı ikinci kez Dünya Kupası'na uzandı. Maradona da turnuvanın en değerli oyuncusu seçildi.



"O pozisyonda bir elle oynama varsa bile,
o el TANRI'NIN ELİ."

- İngiltere'ye elle attığı golden bahsederken...



Napoli'nin Yüklelişi ve UEFA Kupası
1986-87 sezonunda Napoli çift kulvarda mücadele ediyordu. Maradona'nın harikalar yarattığı bir sezon oldu. Napoli duble yaptı ve hem ligi hem kupayı kazandı. İlk şampiyonluk ve üçüncü İtalya Kupası'yla sonuçlanan bu sezonda 29 maçta 10 gol atan Arjantinli yıldız kariyerinin doruğundaydı. Aynı sezon içinde UEFA Kupası'nda ise başarısızlık olmuş, daha ilk turda Toulouse'a penaltılar sonucu elenilmişti. Ama belki de şampiyonluğu getiren bu olmuştu. Hem ligde, hem kupada, hem de Avrupa ilerleyecek olsa, Napoli belki de ilk şampiyonluğunu tadamayacaktı. Bu şampiyonluk ile Maradona Napoli taraftarları arasında kültürel bir simgeye dönüştü. Napoli, Serie A'yı alan ilk Güney İtalya takımıydı çünkü.

1987-88 sezonunda Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ilk turunda Napoli şanssız bir kura çekti ve Real Madrid'e 2-0 ve 1-1'lik sonuçlarla elendi. Ama ligde iyi performans sürüyordu. Takım Milan ile giriştiği şampiyonluk yarışını 3 puan ile kaybetti ve ikinci oldu. Maradona 28 maçta 15 gol kaydetti ve takımını yine sırtladı. Tam bir forvet oyuncusu olmamasına rağmen attığı bu goller ve Brezilyalı forvet Careca'ya yaptığı asistler Napoli'nin başarısının anahtarlarıydı. Bu sezon yine UEFA Kupası'na katılmaya hak kazanan Napoli bu sefer daha fazlasını yapacaktı.

1988-89 sezonu başladığında Napoli hem UEFA'da, hem de Serie A'da başarıyı hedefliyordu. Serie A'da beklenen başarı gelmedi. Inter o sene ligi kasıp kavurdu ve Napoli ancak 2. olabilidi. Inter tam 11 puan farkla şampiyonluğa ulaştı. Aynı sezon İtalya Kupası'nda da finalde elenildi. Maradona sezon boyunca 26 maçta 9 gol atmıştı. Ama o sene Napoli tarihinin en önemli olaylarından birisi yaşandı. UEFA Kupası'nda ilk turda PAOK 1-0 ve 1-1'lik skorla elendi. İkinci turda Doğu Alman takımı Lokomotif Leipzig 1-1 ve 2-0 ile geçildi. Üçüncü turda rakip daha güçlü bir takım olan Fransız temsilcisi Bordeaux'tu. Bordo da 1-0 ve 0-0'lık sonuçlarla kupanın dışına atıldı. Çeyrek finaldeki rakip ise başka bir İtalyan devi Juventus'tu. Napoli ilk maçta 2-0 yenilmesine karşın, ikinci maçta 2-0 galip geldi ve uzatmalarda bulduğu golle yarı finale kaldı. Yarı finalde Alman devi Bayern Münih 2-0 ve 2-2'lik sonuçlarla yenildi ve Napoli finale yükseldi.

Finalde rakip yine bir Alman takımı olan Stuttgart'tı. Napoli ilk maçı 2-1 kazandı, ikinci maçta ise 3-3 berabere kaldı ve toplamda 5-4'lük skora ulaşarak kupanın sahibi oldu. İki maçta da çok iyi oynayan Maradona ve asistleriyle beslediği Careca Napoli'ye ilk Avrupa Kupası'nı getirmişti.

Bu zaferin etkisiyle 1989-90 sezonuna da çok iyi başlayan Napoli, sezon İtalya Süper Kupası'nı kazanarak açtı. Sezon boyunca müthiş ilerlediler ve sezon sonunda Avrupa'nın ve İtalya'nın bir diğer formda ekibi Sacchi'nin Milan'ının 2 puan önünde şampiyon oldular. Maradona 16 gol atarak şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu. Bu müthiş performansın üzerine Dünya Kupası geldi.


"İtalya'ya ve Napoli'ye gelme sebebim Maradona ile beraber oynamaktı.
Bu sebepten dolayı çok daha cazip kontratları geri çevirdim."

- Eski Brezilyalı Milli Forvet Careca



1990 Dünya Kupası
Bir önceki kupanın sahibi Arjantin, kupada yine başarıyı hedefliyordu. Kupa İtalya'da düzenleniyordu ve çok iddialı takımlar vardı. Arjantin grup maçlarında Kamerun, Romanya ve Sovyetler Birliği ile eşleşmişti. İlk maçta Afrika temsilcisi Kamerun 1-0 kazanarak Arjantinlileri şoka uğrattı. Arjantin ikinci maçta toparlandı ve SSCB'yi 2-0 yendi. Üçüncü maçta ise Romanya ile 1-1 berabere kaldılar ve grubu üçüncü sırada tamamladılar. Pek iyi bir performans değildi ama 2.tura çıkmayı becerdiler.

Brezilya'yı 1-0 ile geçtikten sonra çeyrek finalde Yugoslavya ile karşılaştılar ve rakiplerini ancak penaltılar ile eleyebildiler. (Maradona penaltı kaçırmıştı.) Yarı finaldeki rakip ev sahibi İtalya'ydı ve maç Napoli'deydi. Maradona maçtan önce Napolili taraftarlara seslenerek "Gelin ve Arjantin'i destekleyin" demişti. Napoli kentinin sakinleri İtalya içinde zaman zaman ayrımcılıkla karşılaşıyorlardı çünkü. Maradona buna gönderme yapmıştı. Bu çağrı tüm İtalya'yı ayağa kaldırdı. Birçok İtalyan buna tepki gösterirken, Arjantin bayrağı ile stada girenlerin sayısı da az değildi. 1-1 biten normal sürenin ardından yine penaltılarla 4-3 kazanarak finale kaldılar. Finaldeki rakip geçtiğimiz Dünya Kupası finalinde karşılaştılar Batı Almanya'ydı ve Almanlar rövanşı alma niyetindeydi.

Final maçı iki takımın da temkinli oyunu ile başladı. Almanlar sabırlıydılar. Arjantin ise etkisizdi. Bir orta saha maçı olarak geçen maçın ilk yarısı 0-0 sona erdi. 64. dakikada Arjantin'den Pedro Monzon kırmızı kart ile oyun dışında kalınca; Hassler, Völler ve Klinsmann gibi kaliteli oyuncuları bulunan Batı Almanya üstünlüğü ele aldı ve yüklenmeye başladı. 84. dakikada penaltı kazanan Almanlar Brehme'nin vuruşu gole çevirmesiyle maçı 1-0 kazandı ve kupayı evine götürdü. 89. dakikada Arjantinli Dezotti de kırmızı kart gördü ve ilk kez bir Dünya Kupası finalinde iki kırmızı kart birden çıkmış oldu.

Arjantin turnuva boyunca çok iyi oynamadıysa da finale kadar çıkmıştı. Ama Maradona tek bir gol bile kaydedemeden kupaya veda etti. Turnuva öncesinde ayak bileğinden geçirdiği sakatlık etkili olmuştu. Bu turnuvada Arjantin'in parlayan ismi Caniggia olmuştu.

"Hayatım boyunca çok çalıştım. Hiçbirşeyi hak etmediğimi
söyleyenler yavaş olsunlar, kıçımı öpsünler!"


Napoli'nin Düşüşü ve Sevilla'ya Transferi
1990-91 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Uijpest'i geçen takım, ikinci turda Spartak Moskova'ya elendi ve kupaya erken veda etti. Son yıllarda gösterdiği başarıları tekrarlayamayan takım sezonun sonunda 7. oldu ve altın dönemini noktaladı. Maradona 18 maçta 6 gol attı.

İtalya'da geçirdiği son sene içinde adı skandallara karıştı. Stresliyim diyerek antremanlara ve maçlara çıkmamış, bu yüzden 70,000 dolar ceza ödemek zorunda kalmıştı. Ayrıca bir mafya organizasyonu olan Camorra'larla da arkadaş olmuştu. Gayri meşru çocuğu olduğu iddiaları da Maradona'yı iyice çökertti. Napoli yöneticileri artık skandallardan bıkmış, Maradona da yeni bir heyecan aramaktaydı. Doping testinde kokain kullandığı ortaya çıkınca 15 ay ceza aldı. Bu yüzden 1991-92 sezonunda forma giyemedi.

1992-93 sezonu başlayacakken Napoli ile masaya oturdu. Napoli başkanı artık Maradona'nın skandallara katılmaması ve örnek olması gerektiğini ifade ediyordu. Karşılıklı konuşmalar sırasında başkan eleştirilerini yöneltti, Maradona kendini savundu ve kendisine haksızlık yapıldığını düşünerek İspanya'nın Sevilla takımıyla anlaştı. 25 maçta 5 gol atarak sezonu tamamladı. Sezon boyunca bekleneni veremedi ve sezon sonunda gözden çıkarıldı.

1993-94 sezonunda Arjantin'in yolunu tutan Maradona'ya Newell's Old Boys kulübü kucak açtı. Newell's da sadece 7 maça çıktı ve gol atamadı.

"Onun mandalina ve portakalla yaptıklarının yarısını ben futbol topuyla bile yapamıyordum."
- Burruchaga, Eski Arjantinli Milli Oyuncu




1994 Dünya Kupası ve Bir Yıldızın Kayışı

1994 Dünya Kupası'nda Arjantin bir kez daha Maradona'dan medet umdu. Takım iyi oyunculardan kuruluydu ve kupayı hedefliyordu. İlk maçta Yunanistan ile karşılaşan takım Batistuta'nın 3, Maradona'nın 1 golüyle turnuvanın ilk maçında 4-0'lık bir galibiyet aldı. Bu maçtan sonra yapılan doping testinde epedrin kullandığı ortaya çıkan Maradona turnuvadan men edildi. Arjantin de ikinci turda Romanya'ya elendi.

Bir sezonu yine cezası nedeniyle boşta geçiren Maradona ertesi sezon (1995-96) eski takımı Boca'ya transfer oldu fakat yine az maç oynadı. Aldığı fazla kilolar ve skandalları onu yıpratmıştı. Doping cezası bittiğinde sadece 11 maç oynayabildi ve 3 gol attı. Sezon içinde attığı bir gol sonrası takım arkadaşı Caniggia'yı dudağından öptüğü için yine bir skandala imza attı. 1996-97 sezonunda 13 maçta 2, 1997-98 sezonunda 6 maçta 2 gol atarak kariyerinin sonuna geldi.


"Gol olduğunda takım arkadaşlarım beni şaşırttılar, hiçbiri üzerime doğru gelmiyorlardı. Birinin yanına gidip 'Gelin ve bana sarılın, yoksa hakem golü vermeyecek' dedim.
- Tanrı'nın Elini adını verdiği golü attığında





Teknik Direktörlüğü
Corrientes ve Racing Club takımlarında beklediği başarıyı bulamayan Maradona'nın teknik adamlık kariyerinin kısa süreceğini düşünenler fazlaydı. İki kulüpte de bir sezon buldundu ve herhangi bir başarı elde edemedi.

2008 yılında Arjantin milli takım antrenörü Alfredo Basile istifa edince, teknik direktörlüğe aday olduğunu bildirdi. Bu aslında pek çok kişinin hayaliydi. Maradona; Simeone, Sergio Batista ve Carlos Bianchi gibi başarılı teknik adamların önüne geçerek istediğine ulaştı.

Maradona ilk maçında İskoçya deplasmanındaydı ve 1-0 kazanmayı başardı. Daha sonraki üç maçı kazanan Arjantin eski günlerine dönüyor derken, zayıf Bolivya karşısındaki 6-1'lik yenilgi tüm ülkeyi sarstı. Şu anda Maradona hâlâ görevini sürdürmekte ve takımını Dünya Kupası'na sokmaya çalışmakta.

"Gelmiş Geçmiş En İyi Oyuncu olduğunu sanıyorsa bu onun kendi problemi!"
Pele için espirili bir şekilde söylediği söz...





Futbol Dışında
Futbolu bıraktıktan sonra skandallara devam eden Maradona bir keresinde özel hayatına fazla karıştıkları gerekçesiyle basın mensuplarını çifte ile ateş açarak kovalamıştı! Aile hayatında da birçok skandala imza atan Maradona eşi Claudia'ya karşı sadakatsizlik ettiğini de açıklamaktan çekinmiyordu. Yine de hayatımın aşkı diyordu onun için. 2004 yılında boşandılar. Bu evlilikten iki kızı oldu. Ufak kızı Giannina şu an Atletico Madrid'te ve Arjantin milli takımında oynayan Sergio Agüero ile evli. Boşanma işlemleri sırasında Napoli'de oynadığı sıralarda gayri meşru çocuğu olduğu iddia edilen Diego Sinagra'nın oğlu olduğunu itiraf etti.

Barcelona'da oynarken başladığı, Napoli'de oynarken doruğa çıkan kokain kullanımına (oyununu bile etkiliyordu) 2004 yılına kadar devam etti. 2000 yılında kalp yetmezliğinden hastaneye kaldırıldığında kokaini bırkamaya karar verdi ve Küba'ya tedavi için gitti. Yakın dostu Küba Devlet Başkanı Fidel Castro ile zaman geçiren Maradona burada kokaini yenmeye çalıştı. Aldığı fazla kilolar da büyük sorun olmuştu. 2004 yılında kokain yüzünden tekrar kalp krizi geçirdi. Hastaneden taburcu olduktan sonra "Tüm Beatles üyeleri ölmeden ben de ölmem" şeklinde garip mizahi espri yaptı. Bundan sonra kokaine karşı tedaviye devam eden Maradona 2007'de tekrar hastaneye kaldırıldı. Geçmişteki alkol ve uyuşturucu bağımlılıkları yüzünden psikiyatri kliniğine yatırıldı. 8 Mayıs 2007'de hastaneden çıktığında kilo vermişti. Tamamen temizlenmiş olduğunu ifade etti.

Politik görüşleriyle ön plana çıkan Maradona başlangıçta sağ kanadın bir destekçisiydi. 90'larda Carlos Menem'i destekliyordu. İlerleyen yıllarda sol politikalara yönelen Maradona, tedavisi sırasında Fidel Castro'yla da iyi arkadaş oldu ve sol görüşlerini ifade etmeye başladı. Bir başka solcu Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez ile de iyi ilişkiler kurdu ve seçim kampanyasında ona yardım etti. Emperyalizme de karşı olduğunu ortaya koyan Maradona Bush'un Arjantin gezisinde onu protestoya gelen kalabalığın başındaydı.


2000 yılında "Benim Adım Diego" adlı otobiyografiyi yazdı ve kitap en çok satanlar listesine girdi.

Aynı yıl FIFA'nın yaptığı internet anketinde Dünya'nın Gelmiş Geçmiş En İyi Oyuncusu seçildi. Fakat FIFA ödülü heyetin seçtiği Pele ile birlikte paylaştırdı.

2002 yılında 1986 Dünya Kupası'nda İngiltere'ye attığı ikinci gol FIFA tarafından "Dünya Kupaları'nın Gelmiş Geçmiş En Güzel Golü" seçildi.

2003 yılında Argentinos Juniors stadınının ismini Diego Armando Maradona olarak değiştirdi.

2004 yılında hayranları Maradona Kilisesi'ni kurdular ve hâlâ ayinler yapıyorlar.

2005 yılında Boca'da Futbol Direktörlüğü yaptı. Boca'lı taraftarların sloganı "Dinim Boca, Tanrım Maradona, mabedim Bombanera" Boca için önemini anlatıyor zaten. Aynı sene talk şov da yapan Maradona ünlü futbolcuları ağırladı.

2006 yılında ünlü Sırp yönetmen Emir Kusturica "Maradona" isimli belgeselinde efsanenin hayatını filmleştirdi.

"Kendimi Guguk Kuşu'ndaki Jack Nicholson gibi hissediyorum."
Rehabilitasyon süreci sırasında...



Kişisel Görüşüm
Şükür ki Maradona'yı izlemeye fırsat bulduk. İdeal bir sportmen olmasa da Tanrı vergisi yetenekleri olan bir adam. Yaptığı her şeyle tartışılan Maradona'nın süratlı oyun stili, attığı seri çalımlar ve spektaküler hareketler akıllardan çıkacak gibi değil elbette. Tek kişilik orduydu adeta. Napoli bir takımı yaratışı ve gidişiyle bir daha gelmeyen şampiyonluklar bunun bir kanıtı elbette. Canlı canlı onu izledik, beğendik ama bir yandan da kızdık hep. Kendini fazla popüler bir ikon haline getirdi ve hayatını kameraların önünde yaşadı. Bu da onun sonunu hazırladı ama futbol dünyasında en fazla iz bırakan oyuncu oldu bu yüzden. Şu an basından biraz daha uzak duruyor ve bu sayede kendini biraz toparladı. Yine de içindeki şovmenlik ortaya çıkacak gibi duruyor. Yedek kulübesindeki heyecanlı tavırları enteresan. Kim ne derse desin, Maradona Dünya'nın en iyi futbolcularından birisi. Bazıları için en büyüğü o, ama bana göre en büyük olmasını engelleyen magazinel hareketleri ve skandalları ortada. Bence en büyük olmayabilir, ama gelmiş geçmiş en yetenekli oyuncu olabilir.


"Eğer Papa halkı o kadar düşünüyorsa,
önce Vatikan'daki altın kubbeleri satsın!"






İstatistikler (Oyuncu Olarak)

Kulüp İstatistikleri
Sadece lig maçları göz önüne alınmıştır.

Sezon / Yıl
Oynadığı Kulüp
Maç
Gol

1976
Argentinos Juniors
11
2

1977
Argentinos Juniors
49
19

1978
Argentinos Juniors
35
25

1979
Argentinos Juniors
27
26

1980
Argentinos Juniors
45
43

1981
Boca Juniors
40
28

1982-83
Barcelona
20
11

1983-84
Barcelona
16
11

1984-85
Napoli
30
14

1985-86
Napoli
29
11

1986-87
Napoli
29
10

1987-88
Napoli
28
15

1988-89
Napoli
26
9

1989-90
Napoli
28
16

1990-91
Napoli
18
6

1992-93
Sevilla
26
5

1993-94
Newell's Old Boys
7
0

1995-96
Boca Juniors
11
3

1996-97
Boca Juniors
13
2

1997-98
Boca Juniors
6
2

Liglere Göre İstatistik (Sadece Lig)
  • Arjantin: 255 maç, 150 gol
  • İspanya: 62 maç, 27 gol
  • İtalya: 188 maç, 81 gol

Milli Takım İstatistiği
  • 91 maç, 34 gol
Tüm Maçlar Dahil İstatistik
  • 583 maç, 307 gol
  • 255 maç, 150 gol (Arjantin)
  • 81 maç, 42 gol (İspanya)
  • 258 maç, 115 gol (İtalya)
Şampiyonluklar / Kupalar
  • Arjantin milli takımı ile 1 kez Dünya Kupası (1986)
  • Arjantin milli takımı ile 1 kez Dünya Kupası Finali (1990)
  • Arjantin genç milli takımı ile 1 kez Gençler Şampiyonası Şampiyonluğu (1979)
  • Napoli ile 1 kez UEFA Kupası (1988-89)
  • Napoli ile 2 kez Serie A Şampiyonluğu (1986-87, 1989-90)
  • Napoli ile 1 kez İtalya Kupası (1986-87)
  • Napoli ile 1 kez İtalya Süper Kupası (1989-90)
  • Barcelona ile 1 kez İspanya Kral Kupası (1982-83)
  • Barcelona ile 1 kez İspanya Lig Kupası (1982-83)
  • Barcelona ile 1 kez İspanya Süper Kupası (1982-83)
  • Boca Juniors ile 1 kez Arjantin Şampiyonluğu (1980-81)
Bireysel Başarılar
  • FIFA Gelmiş Geçmiş En İyi Oyuncu Ödülü (Pele ile paylaştı - 2000)
  • Arjantin Spor Yazarları Derneği Yüzyılın Sporcusu Ödülü (1999)
  • 1 kez FIFA Dünya Kupası'nın En İyi Oyuncusu (1986)
  • Dünya Kupalarında Atılmış En İyi Gol Ödülü (1986 - İngiltere maçının 2.golü)
  • 5 kez Güney Amerika'da Yılın Futbolcusu Ödülü (1979, 1986, 1989, 1990, 1992)
  • 1 kez WSM Dünya'da Yılın Futbolcusu Ödülü (1986)
  • 1 kez France Football Altın Top Onur Ödülü (1996)
  • 1 kez Dünya Gençler Şampiyonası'nın En İyi Oyuncusu (1979)
  • 2 kez Onze Mondial Avrupa'da Yılın Futbolcusu Ödülü (1987, 1988)
  • 3 kez Arjantin Ligi Gol Krallığı (1979, 1980, 1981)
  • 1 kez İtalya Ligi Gol Krallığı (1987-88)
  • 4 kez Arjantin Futbol Yazarları Derneği'nin En Değerli Oyuncu Ödülü (1979, 1980, 1981, 1986)
  • Arjantin Senatosu tarafından Yaşam Boyu Başarı Ödülü (2005)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder