16 Eylül 2013 Pazartesi

Johan Cruijff

Sarı Fare, sadece Türkiye'de geçerli bir lakap olabilir.
Çok araştırdım ama başka diyen bulamadım.

Tam ismi "Johannes Hendrick Cruijff" olan büyük efsane, futbol yaşamı boyunca başarıdan başarıya koşmuş biri. 1966 ve 78 yılları arasında milli takımda tam 48 maça çıktı ve 33 gol attı. Bir santrafor olmamasına rağmen, attığı bu gollerle Hollanda milli takımına en başarılı dönemini yaşattı. Total Futbol anlayışı onun üzerine kuruldu. Ajax'ı dünya sahnesine çıkaranlardan oldu, Barcelona'yı yeniden şekillendirdi. Bir Roma İmparatorluğu'nu yıkmadığı kaldı adeta! Yoksa...


1947 doğumlu olan Johan, 10. yaş gününde babası tarafından Ajax altyapısına yazdırılmıştı. Sürati ve yeneteklerini muazzam bulan birçok yetenek avcısı ufak yaşta peşine düşmüştü. Ama o, Ajax altyapısında kalarak doğru kararı verdi. 12 yaşındayken babasını kaybettiğinde, annesi kulüpte gündelikçi olarak çalışmak zorunda kaldı. Johan da daha sonra üvey babası olacak olan Henk Amca ile sahanın bakımıyla ilgileniyordu zaman zaman. "Soyunma odaları benim için hâlâ kutsal yerlerdir" diyor o yüzden Cruijff...
"Futbol basit bir oyundur,
 zor olan futbolu basit oynamak."


Ajax ile 14 numarayı 1969'da giymeye başlamıştı
Ajax Kariyeri
15 Kasım 1964'te, 17 yaşındayken Cruijff ilk kez Ajax ile lig maçına çıktı. Maçı Groningen 3-1 kazandı ama Johan golünü atmayı becermişti. İlk maçında golle buluşmuştu. O sene yani 1964-65 sezonunda takım ligi 13. bitirdi ve en kötü senesini yaşadı. O sene Cruijff 10 maça çıktı ve dört gol kaydetti.

1965-66 sezonuna yedek olarak başladı. Fakat daha sonraları as oyuncular arasına girdi. Sezonun sonunda Ajax lig şampiyonluğunu kazanmıştı. Cruijff ise 25 maçta 23 gol kaydetmişti.

66-67 sezonuna geldiğimizdeyse Cruijff'ın namı daha da yayılacaktı. Ajax o sene hem şampiyonluğu, hem de Hollanda kupasını kazanırken. Cruijff da attığı 33 golle "Gol Kralı" olmuştu. Kupaları da dahil edersek, 41 maçta, 41 gol atmıştı Johan... O sezon başında ilk kez milli formayı giydi. İkinci maçındaysa kırmızı kart görerek, bir milli maçta kırmızı kart gören ilk Hollandalı oyuncu oldu!

Milli takım adidas markaları ürünler giyiyordu fakat o puma ile anlaşmıştı. Bu yüzden ısrarla puma ürünleri giydi. Bu yüzden çok sert bir kararla 1 yıl milli müsabakalardan men cezası aldı.

1967-68 sezonuna geldiğimzde ise 33 lig maçında 25 gol kaydetti ve yıldızının sönmeyeceği ortadaydı. Yine Hollanda'da Yılın Futbolcusu seçildi. 68-69 sezonunda ise ikinci kez Hollanda'da yılın futbolcusu seçilecekti. Aynı sezonun sonunda Ajax, Şampiyon Kulüpler Kupası'nda finale kalmıştı. Milan karşısında çıktılar ve 4-1 yenildiler.

69-70 sezonunda Ajax yine hem ligi hem kupayı kazandı. Sezona sakat başlamıştı. Bu yüzden 9 numarayı Gerrie Mühren giyiyordu. Cruijff düzelince 14 numarayı almak istedi. O zamanlar için takım kadrosu genelde 1'den 11'e numaralanırdı. Ama artık maça başlarken dahi 14 giyecekti.

"Kazanmanın tek formülü rakibinizden bir gol fazla atmaktır, dahası değil."
 

Kupa canavarı Total Futbollu Ajax'ın üzerine kurulduğu isimdi.
 Üç sene Üst Üste Şampiyonlar Kulüpler Kupası
Bu arada Hollanda futbolu gümbür gümbür geliyordu. Geçen senenin şampiyonu Feyenoord, Şampiyon Kulüpler Kupası'nı almıştı. Ondan önce de Ajax final oynamıştı zaten. Artık Ajax'ın da kupa almasının zamanı gelmişti.

İyi geçen 70-71 sezonunda Cruijff, toplamda 37 maçta 27 gol attı. Sezon içinde AZ Alkmaar'ı 8-1 yenerken, o maçta 6 gol atarak bir maçta en fazla gol atan oyuncu olmuştu. Ajax o sene de duble yaptı. Kupa Finalinde Sparta Rotterdam'ı yendiler. Ama ligde ikinci oldular. Kaçan şampiyonluğu unuttular. Çünkü birkaç hafta sonra ise daha önemli bir maç oynayacaklardı. 2 Haziran 1971'de Londra'da Panathinaikos karşısına çıktılar. Şampiyon Kulüpler kupasındaki bu maçı 2-0 kazandılar ve Ajax Şampiyon Kulüpler Kupası'nı ilk kez müzesine götürdü. Cruijff takımın maestro gibi yönetti. Bu maçtan sonra dedikodular çıkmıştı elbet. Barcelona ve Feyenoord onunla ilgileniyordu. Ama maçtan 10 gün sonra Cruijff beklenmedik bir şey yaptı ve Ajax ile 7 yıllık sözleşme imzaladı. Senenin sonunda da "Avrupa'da Yılın Futbolcusu" ödülünü aldı. Böylece "Ajax efsanesi" de başlamış oldu. Teknik direktör Rinus Michels tarafından da total futbolun tohumları atılmıştı.

Bir sonraki sene yine hem Cruijff hem de Ajax için başarılarla doluydu.71-72 sezonunda Ajax Hollanda şampiyonu oldu. Cruijff ise toplamda 44 maçta 35 gol attı. Ligdeki 25 golü ile gol kralı oldu. Bir önceki sezon şampiyon olamamışlardı ama son şampiyon kontejanından katıldıkları Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yine finale kaldılar. Rakip bu sefer geçen senekinden zordu. İtalyanların kuvvetli takımı Inter, Ajax'ın rakibiydi. Ajax sağlam bir kadroya sahipti. Cruijff dışında, Haan, Neskens, Mühren, Keizer ve Krol gibi isimler vardı. Inter'de ise Mazzola, Bertini ve Boninsegna etkili oyunculardı. Ajax o maçı Cruijff'un attığı 2 golle, 2-0 kazandı. Ertesi gün birçok gazetenin başlığı "Defans futbolu öldü. Yaşasın Total Futbol" olmuştu. İki senedir başarı ile uygulan sistem Hollanda'nın ekolünü de oluşturmuştu. Total futbolda toplu hücum, toplu defans yapılırdı. Herkes birbirinin yerini mevkisi ne olursa olsun doldururdu. Kimse sabit kalamazdı. Bu dinamizm Ajax'a ikinci kupasını getirmişti. Yeni teknik direktör Stephan Kovacs ise total futbolu iyice şekillendirerek bu efsaneyi yaratan adam olmuştu. Bu galibiyetin ardından Ajax Kıtlararası Kupa'da Arjantin takımı Independiente'yi yenmişti. Ardından ocak ayında da Rangers'ı yenerek Süper Kupa'yu aldı. Artık Ajax kupa canavarı olmuştu. Şüphesiz o yılların en iyi takımıydı.

1972-73 senesinde Ajax yine Hollanda şampiyonu oldu. Cruijff toplamda 32 maçta 19 gol attı. Sezon sonunda Ajax üçüncü kez üst üste finale kalmıştı. Rakip yine İtalyandı. Kadrosunda Bettega, Capello, Anastasi, Causio ve Altafini gibi isimleri barındıran Juventus da Ajax'a dayanamadı. Maç 4. dakikada Johnny Rep'in attığı golle 1-0 bitmiş ve Ajax üst üste üçüncü kez Şampiyon Kulüpler Kupası'nı almıştı. Cruijff ise ikinci kez "Avrupa'da Yılın Futbolcusu" ödülüne layık görülüyordu.

Cruijff 73-74 sezonuna da Ajax ile başladı. İki maç oynadıktan sonra Barcelona'dan bir teklif geldi ve Ajax onu 6 milyon gulden (2 milyon dolar) karşılığında sattı.

 "Aslında pek hata yapmıyorum, çünkü hata yapmak daha zor."

Uruguay maçı Hollanda tarihinin en iyi maçlarından biridir.
1974 Dünya Kupası
Hollanda bu kupaya iyi hazırlanmıştı. Takımın iskeletini total futbol anlayışını benimeseyen Ajax oluşturuyordu. Cruijff dışında Rep, Rensenbrink, Neskeens, Haan, Krol, Suurbier ve Wim Jansen gibi isimler vardı. Gruplarında Bulgaristan, Uruguay ve İsveç bulunuyordu. Hollanda İsveçle 0-0 berabere kaldı. Diğer maçlarda ise Bulgaristan'ı 4-1, Uruguay'ı 2-0 yendi. Portakallar çok iyi oynayıp ikinci tura çıktılar. İkinci tur yine dörderli gruplar halinde oynanıyordu o zaman. Turnuvanın iyi takımlarından Arjantin ile karşı karşıya geldiler ve Arjantin adeta rezil oldu. Maç 4-0 bitti. Cruijff 2 gol attı, 1 asist yaptı. Bu mağlubiyetle Hollanda ayakta alkışlandı. Arjantin için de hayırlı oldu ve takım yeni yapılanmaya gitti ki, bir sonraki Dünya Kupası finalinde iki takım yine karşılaşacak ve Arjantin öcünü alacaktı. Bu maçtan sonra Doğu Almanya'yı, ardından Brezilya'yı 2-0'lık sonuçlarla geçtiler. Lider oldular.

İkinci tur bittiğinde iki grup lideri direk finale katıldı. Diğer grubun lideri ev sahibi Batı Almanya'ydı. 17 Haziran 1974'te, Münih Olimpiyat stadında iki takım kupa için karşılaştılar. Almanya'da Beckenbauer, Gerd Müller, Overath, Uli Hoeness ve Breitner gibi dönemin en iyi oyuncularından birkaçı vardı. Çekişmeli geçen finalde Hollanda daha güzel oynamasına rağmen (maç başladıktan sonra, ilk saniyelerde üst üste tam 14 pas yapmışlardı ve bunun sonucunda iki dakikada penaltı olmuştu. Almanlar daha topa değmeden gol yemişlerdi.) Neskeens'in penaltı golüne, Breitner yine penaltıdan cevap verdi ve Gerd Müller daha sonra skoru belirledi. Hollanda finalde 2-1 kaybetti. Berti Vogtz, Cruijff'u sertlikle durdurmaya kalktıysa da ancak bir nebze başarılı olabilmişti. Vogtz o kadar sertliğe başvuruyordu ki, Cruijff devre arasında itirazlarından dolayı sarı kart görüyordu.

Bugün dahi birçok otorite tarafından Dünya Kupası'nı alamayan en iyi takım olarak nitelenirler. Total futbol büyük kitleleri etkiledi ve Dünya futbolunun çehresini değiştirdi. Ayrıca Cruijff "Turnuvanın En İyi Oyuncusu" seçilmiştir. Turnuva boyunca 3 gol, 3 asist yapmıştır.


"İtalyanlar size karşı asla maç kazanamaz.
Ancak siz onlara karşı kaybedebilirsiniz."



Ajax'tan sonra Barcelona'da da efsane olmayı başardı Cruijff.

Barcelona Yılları
Barcelona'ya gelmeden önce Real Madrid'ten de teklif almıştı. Ama kulübün teknik direktörü eski Ajax teknik direktörlerinden "Total Futbol'un fikir babası" Rinus Michels'ti. Ayrıca Real'in İspanya Kralı diktatör Franco ile içli dışlı olması hoşuna gitmiyordu. O yüzden Barcelona'yı seçmişti. Bu hareketi Barça taraftarı için oldukça sempatik bir hareketti. Katalan taraftarlar Franco'ya karşıydılar zaten. Johan geldiği andan itibaren iyi oyununu Barcelona için sergilemeye başladı.

İlk sezonunda 26 maçta 16 gol attı. O sezonun sonunda Barcelona 60 yıllardan beri ilk kez şampiyon oldu. (73-74 sezonu) O sene Real Madrid'i de Barnebau'da 5-0 mağlup ettiler. Cruijff üçüncü kez "Avrupada Yılın Futbolcusu" seçildi.

Sezonun sonunda teknik direktör Rinus Michels Hollanda milli takımının başına geçmek için Barcelona'yı bıraktı. Cruijff ondan sonra dört sezon (74-75, 75-76, 76-77, 77-78) Barcelona için ter döktü ama bir daha şampiyonluk yaşayamadı, 74-75'te üçüncü, kalan diğer üç sezonda ise ikinci oldular. O süre zarfı içinde Cruijff Avrupa Kupası da alamadı. Sadece bir tane İspanya Kral Kupası kazandılar. Barcelona'nın çok oyuncu değiştirmesi sistemin oturmamasına sebep oluyordu.

Arjantinli Jorge Valdano, biyografik kitabında onun büyüklüğünü şöyle anlatmıştır. Ben İspanya'da umut vaat eden Arjantinliydim. Cruijff şöhretinin doruğundaydı. Barça'daki ikinci sezonuydu. Ben ise 19 yaşındaydım ve Deportivo'da oynuyordum. Cruijff maç sırasında takımı maestro gibi yönetiyor, sağa sola bağırıp, emirler yağdırıyordu. Yeri geldiğinde hakemi bile azarlıyordu. Dayanamayıp bir pozisyonda yanına gittim ve "Herşeyi yapıyorsun, düdüğü de al, maçı sen yönet bari" dedim. Dönüp ukalalık eden bana "Kaç yaşındasın" diye sordu. "19" dedim. Şöyle bir durdu ve "İnsan 19 yaşındayken Cruijff'a siz der" dedi. Kaskatı kaldım ve maç sonrasında hakikatten siz diye hitap ettim istem dışı olarak.

"Dinlere pek inanmam. İspanya'da maça çıkmadan önce 22 oyuncu istavroz çıkarır. Bu işe yarasaydı İspanya'daki her maç berabere biterdi."

Denge ve sürat onun işiydi

1976 Avrupa Futbol Şampiyonası ve Milli Jübile
1976 Avrupa Şampiyonası Yugoslavya'da yapılıyordu. O zamanki formata göre elemelerle kupa birdi. Tüm takımlar elemelere 8 grupta katılıyor. Liderler çeyrek final oynuyordu. Yarı final öncesi takımlar kupanın verileceği ülkeye geliyordu. Yarı finale kalan takımlar Hollanda, Çekoslovakya, Batı Almanya ve Yugoslavya olmuştu. Hollanda yarı finalde Çekoslovakya'ya 3-1 kaybetti ama üçüncülük maçında Yugoslavya'yı uzatmalarla da olsa 3-2 yenmeyi başardı. Cruijff de maçlarda forma giydi.

Daha sonra Hollanda takımının Dünya Kupası elemelerine katılmasına yardım ettikten sonra, 1978'deki Dünya Kupası'na katılmadı. Sebebini ise "Arjantin'de dikta başa gelmesine rağmen, Dünya Kupası'na katılmasına izin verilmesi" olarak belirtti. Fakat yıllar sonra bir Katalan radyosuna yaptığı açıklamada "Bir sene önce ben ve ailemi kaçırmaya çalışmışlardı. O dönemler moralim çok bozuktu. Bir Dünya Kupası oynamak için yüzde yüz değil, yüzde iki-yüz hazır olmanız gerekir. Bazen hayatta daha önemli şeyler vardır" diye işin iç yüzünü açıklamıştır. Onsuz Hollanda 78'de yine Dünya Kupası finali oynadı, fakat bu sefer de Arjantin'e kaybetti.


"Birçok insan hızın özünü kavrayamamıştır.
Daha erken koşmaya başlarsan, daha hızlı koşarsın."


İki Efsane LA Aztecs'te yine bir araya gelmişlerdi. (R. Michels - J. Cruijff)

ABD'de Geçen İki Sezon ve Ardından Levante
78-79 sezonunda Cruijff, 32 yaşındayken Amerika'ya transfer oldu ve Los Angeles Aztecs için oynadı. Öncesinde Cosmos ile antreamanlara ve hazırlık maçlarına çıkmıştı ama hiç resmi maç oynamadan Aztecs'e geçti. Bir sezon oynadı ve Kuzey Amerika Futbol Ligi'nin en iyi oyuncusu seçildi. Ertesi sezon Cruijff, Washington Diplomats'a transfer oldu. 81 yılına girmeden oradan ayrıldı ve Levante'ye transfer oldu.

Levante'de sadece 10 maçta forma giyen Cruijff sadece iki gol atabildi. Zaten takıma ikinci devrenin başında takıma katılmıştı.

"Her dezavantajın Avantajı vardır."



Bir inat uğruna Ajax'tan ayrılıp, Feyenoord'a gitmişti

Yine, Yeniden Hollanda
11 Aralık 1981'de Ajax ile terkar kontrat imzaladı. İlk maçında da golünü atmayı başardı. 1981-82 yılında Ajax ile hem ligi hem kupayı kazandı. 16 maçta 7 gol attı. 35 yaşındayken Ajax ile üst üste ikinci şampiyonluğunu kazandı. 30 maçta 9 gol kaydetti. Artık yaşlanmıştı, eski hızı yoktu ama oyun kurmada yine de başarılı sayılabilirdi. Bu sezon ünlü penaltılardan birini attı. Penatlıyı pas olarak takım arkadaşı Olsen'e vermiş, o da topu Cruijff'a geri yollamış ve Cruijff da boş kaleye topu yollamıştı. Şeytani bir zeka ürünüydü kesinlikle. Bunu 25 yıl önce de yapmıştı aslında. Sezon sonunda Ajax Cruijff ile sözleşme yenilememeye karar verdi.

Bunun üzerine sinirlenen Cruijff takımın ezeli rakibi Feyenoord ile anlaştı. Takım başarılı oldu: Hem lig şampiyonluğunu hem de kupayı aldı. 36 yaşındaki Cruijff 44 maça çıktı ve 11 gol attı. Sezonun sonunda, 13 Mayıs 1984'te Zwolle ile oynanan son maçla aktif futbol yaşantısına son verdi.

"Tesadüfler de , planlı olabilir." 


Bu resimde, Barcelona'nın başındayken, eski öğrencisi Van Basten ile konuşuyor.
Teknik Direktörlüğü
Futbolculuğu bıraktıktan sonra Cruijff hiç dinlemedi. 1984-85 sezonunda Roda JC'nin teknik menajeri oldu. Bir sene sonra ise Ajax'ın başına teknik direktör olarak geçti. 85-86 ve 86-87 sezonlarında takımına Hollanda Kupası'nı kazandırdı. 85-86'da takım ligde tam 120 gol attı ama şampiyon olamadı. Diğer sezon da ikinci oldular. Ama takım 87 yılında Kupa Galipleri Kupası'nda finale çıktı ve Lokomotif Leipzig'i 1-0 yenerek şampiyon oldu. Takımda Van Basten, Armin Mühren, Jan Wouters ve Frank Rijkaard gibi isimler vardı.

Bu başarının ardından 87-88 yılında Barcelona eski efsane oyuncusunu teknik direktör olarak atadı. Barcelona 84-85'te son şampiyonluğunu almıştı. Takım iki sene ikinci olduktan sonra, 1990-91, 1991-92, 1992-93, 1993-94'te dört sene üst üste lig şampiyonu oldu. 1992'de tarihinde ilk defa Sampdoria'yı yenerek Şampiyon Kulüpler Kupası'nı aldı. Aynı sene takım Süper Kupa'yı da aldı. 1994 senesinde takım tekrar final oynadı ama Gullit, Van Basten ve Rijkaart'lı Milan'a 4-0 yenildi. 1994-95 ve 1995-96 sezonlarında kulüp yönetimi ile ters düştü ve hiç kupa alamadı. 96'da kulüpten ayrılırken, bir daha bu işi yapmacağına ant içtiğini söyledi.

Johan, Barcelona ile 11 kupa kazanıp, Barça tarihinin en başarılı antrenörü ünvanını aldı. "El Saviador" yani "Kurtarıcı" lakabına layık görüldü. Onun zamanından bu yana Barcelona "Hollanda ekolünü" benimsemiştir. Barcelona'da II. Dünya savaşı yıllarından bu yana en uzun süre görevde kalan teknik direktör olmuştur. Durum hâlâ da böyledir. Enteresan teknikler uyguladığı da söylenir. Bir keresinde, futbolculara nefes alıp vermeyi öğrenmeleri için Ajax antremanına opera sanatçısı getirttiği efsanesi yaygındır.

2008'de Ajax'ın Teknik Menajerlik teklifini teknik direktör Van Basten ile anlaşamadığı için geri çevirmiştir.

Teknik Direktörlüğü hakkında daha detaylı bir yazıyı ileride "Efsane Teknik Direktörler" serisinde ele alabiliriz...

 
"Top her zaman bacaklardan hızlı yol kat eder"

Cruijff Vakfı hayatında önemli yer tutuyor.
Futbol Dışında 
Cruijff 68 yılında Danny Coaster ile evlendi ve Chantal, Susila ve Jordi adında üç çocuğu oldu. Aile şu anda da İspanya'da, Barcelona'da yaşıyor. Oğlu Jordi Barcelona, Manchester United, Alaves gibi takımlarda oynadı. Babasının gölgesinde kalmamak için formasının sırtına "Jordi" yazar.

Cruijff bugün hâlâ futbolun filozofu olarak bilinir. Çok okuyan ve düşünen bir insan olan Cruijff entellektüel bir insan olarak bilinmesinin yanı sıra, derin de sadakat duyguları olan bir insan.

Günde 20 tane sigara içtiği için 1991'de Barcelona teknik direktörü iken bir kalp ameliyatı geçirdi. Kademeli olarak sigarayı azalttı ve şu an içmiyor ve sigaraya karşı aktif olarak kampanyalara katılıyor. 2004 hakkında bir belgesel film yapıldı. İsmi de "Johan Cruijff - En un momento dado." Türkçesi "Johan Cruijff - Evvel Zaman İçinde."

Şu an çalışmıyor ve İspanya'daki hayatını sürdürüyor. Arada sırada golf müsabakalarına katılıyor ve resim yapıyor. Zamanının çocuğunu torunlarıyla oynarak geçirdiğini belirtiyor.

Ve işte en sevdikleri:
  • En sevdiği teknik adam: Rinus Michels
  • En sevdiği futbolcu: Faas Wilkes ve Alfredo Di Stefano
  • En sevmediği futbolcu: Berti Vogtz
  • En beğendiği stad: Camp Nou
  • En sevdiği maç: 1966 Ajax - Liverpool maçı (Sisli maç olarak anılır)
  • En sevdiği forma: Klasik Ajax forması (Dinamizm veriyormuş)
  • Futbol dışında en sevdiği spor: Golf
  • En sevdiği yemek: Balık ve etli bezelye
  • En sevdiği içecek: İspanyol kırmızı şarabı
  • En sevdiği renk: Kırmızı
  • En sevdiği komedyen: Toon Hermans, Andre Van Duin
  • En sevdiği yazar: Robert Ludlum, Frederick Forsyth
  • En sevdiği müzisyen: Nat King Cole, Beatles, Laurens Van Looijen, Richard Clayderman
  • En sevdiği film: Baba (Orjinal isim: The Godfather)
  • En sevdiği mimar: Gaudi (İspanyol)
  • En sevdiği giyim markaları: Hugo Boss, Zegna
  • En sevdiği araba markası: Mercedes
  • En kızdığı şey: İnsanların moda düşkünlüğü


İkinci Ajax macerasından bir kare.


Kişisel Görüşüm
Bu yazıyı yazdığım tarihten beri çok daha fazla izledim Cruijff'u. Bir çok doksan dakika boyunca tüm dikkatimi ona vererek izlediğim maç sayısı çoktur. Nereden izleyebiliriz diyen varsa, blogda linkler var. Genelde 90 dakika bütün videolar. 1974 finalini, Ajax'ın 3 kez ardarda Şampiyon Kulüpleri götürüşünü 90 dakika izledim. Bazen sadece topun oyun dışı olduğu dakikaları kesiyorlar. Pele'yi Maradona'yı da izledim elbet. (Maradona'ya yetişmiştik gerçi) Ama bu ikisi de bana göre Cruijff gibi değildi. Cruijff azim denen şeyin en büyük göstergesi. Tilki gibi bir adam. Total Futbol anlayışının üzerine kurulduğu adam. Hatta eski Ajax antrenörü Kovacs, "bana Cruijff'ı bırakın, yanına 9 koşan adam bulayım ve takımınız şampiyon olsun" diyebilecek kadar ona güvenmekteydi. O Total Futbolu olduğu kadar, Total Futbol da onu geliştirmişti. Her yeri görebilme, yerine koyabilme yetisi vermişti. Başarısının sırrını buna bağlıyorum. Cruijff çok hızlı olmasına rağmen, ani frenler yapabilen bir adam. Bu frenlerin ardından da hızlı sprintler atabiliyor. Dengesi için ise diyecek bir şey bulamıyorum. Vuruyorlar yıkılmıyor. Bazen top sürerken tek eliyle motorcu gibi yere dokunacak sanıyorum. Oyunu okuyuşu ve pasları da mükemmel. Ayrıca halı sahada oynarken bizim bile yaptığımız bir hareket var. Cruijff bu hareketi çok terkarlar ve başarılı olurdu. Bu yüzden harekete "Cruijff dönüşü" deniyor. Aşağıda videolar bölümünde mevcut. Kendi adıyla anılan bir hareketi var yani adamın, varın siz düşünün.

İstatistikler (Oyuncu Olarak)
Kulüp İstatistikleri
Sadece lig maçları göz önüne alınmıştır.


Sezon / Yıl
Oynadığı Kulüp
Maç
Gol

1964-65
Ajax
10
4

1965-66
Ajax
19
16

1966-67
Ajax
30
33

1967-68
Ajax
33
25

1968-69
Ajax
29
24

1969-70
Ajax
33
23

1970-71
Ajax
25
21

1971-72
Ajax
32
25

1972-73
Ajax
26
16

1973-74
Ajax
2
3

1973-74
Barcelona
26
16

1974-75
Barcelona
30
7

1975-76
Barcelona
29
6

1976-77
Barcelona
30
14

1977-78
Barcelona
28
5

1979
LA Aztecs
27
16

1980
Washington D.
27
10

1981
Washington D.
5
2

1980-81
Levante
10
2

1981-82
Ajax
15
7

1982-83
Ajax
21
7

1983-84
Feyenoord
33
11


Liglere Göre İstatistik (Sadece Lig)

  • Hollanda: 308 maç, 215 gol
  • İspanya: 153 maç, 50 gol
  • ABD: 59 maç, 28 gol

Milli Takım İstatistiği
  • 48 maç, 33 gol
Tüm Maçlar Dahil İstatistik

  • 663 maçta, 371 gol
  • Hollanda: 410 maç, 280 gol
  • İspanya: 184 maç, 63 gol
  • ABD: 59 maç, 28 gol
Ödüller / Kupalar

  • Ajax ile 3 kez ardarda Şampiyon Kulüpler Kupası (70-71, 71-72, 72-73)
  • Ajax ile 2 kez Süper Kupa (71-72, 72-73)
  • Ajaxi ile 1 kez Kıtalararası Kupa (71-72)
  • Ajax ile 8 kez Hollanda Ligi Şampiyonluğu (65-66, 66-67, 67-68, 69-70, 71-72, 72-73, 81-82, 82-83)
  • Ajax ile 5 kez Hollanda Kupası (66-67, 69-70, 70-71, 71-72, 82-83)
  • Ajax ile 2 kez "Avrupa'da Yılın Futbolcusu" ödülü (70-71, 72-73)
  • Barcelona ile 1 kez La Liga Şampiyonluğu (73-74)
  • Barcelona ile 1 kez "Avrupa'da Yılın Futbolcusu" ödülü (73-74)
  • Barcelona ile 1 kez İspanya Kral Kupası (77-78)
  • Feyenoord ile 1 kez Hollanda Ligi Şampiyonluğu (83-84)
  • Feyenoord ile 1 kez Hollanda Kupası (83-84)
  • Feyenoord ile Altın Ayakkabı (Hollanda Ligi) (1983-84)
  • IFFHS - Avrupa'da Asrın Futbolcusu (1999)
  • IFFHS - Dünya'da Asrın 2. Futbolcusu (1999)
*IFFHS: Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistiği Kurumu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder